hesabın var mı? giriş yap

  • filmler ve animelerden sonra bu listeyi de girmeliydim.

    kısa filmler çoğunlukla uzun metrajlı filmlerden iyi olan daha özgün yapımlar olabiliyor. öyle filmler var ki gerçekten konu olarak çok aykırı, yaratıcı ve the island, in time gibi gişe kaygısıyla yazık edilmemiş yapımlar. örneğin pixel diye bir kısa film var ve çok başarılı sonra uzun metrajlı film olarak düşünülüyor. başrol adam sandler. kafadan kaybeden bir film ve ne yazık ki öyle oluyor.

    filmler ve animelerden sonra bu listeyi de girmeliydim.
    çok fazla konudan bahsedip spoiler vermek istemiyorum.

    kısa filmler çoğunlukla uzun metrajlı filmlerden iyi olan daha özgün yapımlar olabiliyor. öyle filmler var ki gerçekten konu olarak çok aykırı, yaratıcı ve the island, in time gibi gişe kaygısıyla yazık edilmemiş yapımlar. örneğin pixel diye bir kısa film var ve çok başarılı sonra uzun metrajlı film olarak düşünülüyor. başrol adam sandler. kafadan kaybeden bir film ve ne yazık ki öyle oluyor.

    (sırala iyiden kötüye göre değildir. )

    belgeseller:

    1-ılha das flores (1989)

    tüketim toplumu ve görmediğimiz görmek istemediğimiz gerçekler.

    2-l'equip petit (2011)

    sevimli, sıcak bir kısa film.

    3-nuit et brouillard (1955)

    savaş üzerine son derece soğuk bir film.

    4-gadajace glowy (1980)

    krzysztof kieslowski'den yaşam ve beklentiler üzerine son derece gerçek bir belgesel.

    5-ı knew ıt was you rediscovering john cazale (2009)

    john cazale'in oynadığı filmlerin neden hep klasik olma yolunda olduğunun cevabı bir belgesel. sinema ve oyunculuk üzerine.

    6-chronos (1985)

    tarih, müzik ve sinema. enfes bir belgesel.

    7-ashes and snow (2005)

    insan ve hayvan etkileşimisiyah-beyaz zıtlıklarla yapılmış.

    8-las hurdes (1933)

    9-le sang des bêtes (1949)

    hayvan katliamını çarpıcı görüntülerle gözler önüne seren öncü bir kısa belgesel.

    10-burma vj reporter i et lukket land (2008)

    bastırılmışlık, susturulmuşluk ve yoksulluk

    bunuel'den toplumcu gerçeklik üzerine son derece çarpıcı bir kısa belgesel

    ............................................................

    filmler:

    1-still life (2005)

    kan donduracak türden bir yapım.

    2-next floor (2008)

    tüketim, hayvan katli, bunuel tarzı burjuvazi eleştirisi

    3-room 8 (2013)

    farklı, çarpıcı ve insan doğası üzerine enfes bir yapım.

    4-the butterfly circus (2009)

    önyargılar ve başarı üzerine enfes bir kısa film.

    5-struck (2008)

    engeller ve önyargılar.

    6-la jetée (1962)

    12 maymun'un orijinali

    7-valgaften (1999)

    seçim, ırkçılık ve gergin anlar

    8-powder keg (2001)

    savaş fotorafçılığı ve çarpıcı gerçekler

    9-six shooter (2004)

    martin mcdonagh imzalı geliyorum diyen yönetmenin kısa filmi

    10-ı'm here (2010)

    spike jonze'un distopik kısa filmi

    11-`the horribly slow murderer with the extremely ınefficient weapon` (2008)

    farklı bir gerilim örneği sunan yapım seri katil hakkında. klişelerden çok uzak

    12-the punisher dirty laundry (2012)

    bu listede yer almaması gereken tek yapım. ama aksiyon ve çizgi roman seven biri olarak eklemeden yapamadım. keşke filmi de bu kadar güzel olsa (mantık hatalarını görmezden gelin)

    13-cargo (2013)

    felaket filmlerini sevenler ve last of us oyununu sevenler izlesin.

    14-le voyage dans la lune (1902)

    sinemanın ilklerinden. efsane.

    15-adam (2008)

    psikolojik gerilim türünde başarılı bir yapım.

    16-signs (2008)

    ilişkilere teknolojik bir gözle bakan futurist bir bilim kurgu örneği. günümüz toplumuna ince göndermeler yer alıyor.

    17-ınside (2002)

    oldukça başarılı bir psikolojik gerilim. konuyu okumayın direkt izleyin.

    18-kolona (2012)

    seçimler ve sonuçları. the good son filmini sevenler sevecektir.

    19-time freak (2011)

    zaman yolculuğu ve alternatif gelecekler. bilim kurgu sevenler beğenecektir.

    20-replay (2007)

    başarılı bir senaryo

    21-the black hole (2008)

    insanoğlunun en aç duygularından birini ele alan kısa film konu olarak çok farklı. yaratıcı ve düşündürücü.

    22-alive in joburg (2006)

    neill blomkamp'ın öncü filmlerinden. district 9 u anımsayacağınız bir bilim kurgu.

    23-bottle (2010)

    iletişimsizlik üzerine iletişimle ilgili bir kısa filmdir.

    24-the gunfighter (2014)

    çok farklı bir western.

    25-10 minuta (2002)

    10 dakikanın göreceli uzunluğu. çarpıcı, etkileyici, şok edici bir yapım.

    26-le ballon rouge (1956)

    masal gibi bir fransız filmi

    27- la rivière du hibou (1962)

    insan yaşamının değeri üzerine ağır bir taş.

    28-khaneh siah ast (1963)

    edebi ve felsefi farklı bir yapım.

    29-kung fury (2015)

    vhs döneminin ve arcade çocuklarının şimdiden kült mertebesine ulaştırdığı kısa film.

    30- simón del desierto (1965)

    bunuel'in elinden çıkmış farklılıkta harika bir kısa film.

    31- beat the devil (2002)

    tony scott imzalı enfes bir reklam filmi.konusu ve sürpriz oyuncularıyla bir klasik.

    32-star (2001)

    guy ritchie imzalı clive owen'ın sürücü kimliği ile çıktığı film. sürpriz oyunculara yine dikkat

    33-spielzeugland (2007)

    1940'lar almanya ve bir çocuğun gözünden dünya.

    34-plastic bag (2009)

    sanatsal, farklı ve etkileyici bir kısa film.

    35-j'attendrai le suivant (2002)

    metroda geçen buz gibi soğuk, şok edici kısa film.

    36-supervenus (2014)

    günümüzde kadına dayatılan zorunluluklar

    37-leave me (2009)

    yaşam-ölüm. anılar içerisinde yolculuk.

    38-szél (1996)

    sinemanın gücü üzerine.

    39-zanikly svet rukavic (1983)

    nesnelerin varoluşu üzerine lirik bir yapım.

    40-frankenweenie (1984)

    tim burton'un altın çağlarından.

    41-whiplash (2013)

    filmi kadar başarılı. öncül.

    42- the war game (1965)

    nükleer tehlike üzerine yapılmış, witkin imzalı enfes bir film.

    43-schwarzfahrer (1993)

    ırkçılık üzerine çarpıcı bir kısa film.

    44-true (2004)

    koş lola koş'un yapımcısı tom tykwer imzalı başarılı bir kısa film

    45-rejected (2000)

    sanatçının yaratım sürecini ele alan bir kısa film

    ..................................................................................

    animasyonlar:

    1-i, pet goat ii (2012)

    dinler, yaşam, savaşlar ve sembollerle çok zengin bir kısa animasyon.izledikten sonra kodları okumak ve gizli anlamları öğrenmek için netten araştırma yapma ihtiyacı duyuyorsunuz.

    2-destino (2003)

    walt disney ve salvador dali ortak yapımı bir 1945 yılından yarım kalan bir senaryonun tamamlanması. enfes bir kısa animasyon. surrealizmin sınırlarında zihnin ötesinde sahneleriyle destino izlediğinizde walt disney yapımı olamaz diyeceğiniz bir eser.

    3-pixels (2010)

    gerilim filmlerini aratmayacak bir senaryo. oyun sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

    4-historia de un oso (2014)

    bol ödüllü bir animasyon

    5-jídlo (1992)

    jan svankmajer'in yemek yeme kültürü üzerine hiciv içeren başarılı stop-motion.

    6-the fantastic flying books of mr. morris lessmore (2011)

    çeşitli teknikler, kullanarak (minyatür, bilgisayar animasyon, 2d animasyon) alegorik bir anlatım sağlayan kısa animasyon.

    7-son smeshnogo cheloveka (1992)

    dostoyevski ve aleksandr petrov buluşması kısa film. harika.

    8-the old man and the sea (1999)

    petrov'dan bir diğer klasik uyarlaması animasyon.

    9-ınvention of love (2010)

    mekanik bir aşk hikayesi.

    10-poppy (2009)

    savaş karşıtı bir kısa animasyon.

    11-lucky day forever (2011)

    şans kavramını sorgulayan oldukça farklı bir polonya yapımı animasyon.

    12-on your mark (1995)

    futurist bir gerçeklik sunan kısa anime.

    13-father and daughter (2000)

    duygu yüklü güçlü bir kısa animasyon.

    14-skhizein (2008)

    farklı, aykırı ve güçlü bir animasyon.

    15-tsumiki no ie (2008)

    insanı ağlatacak türden kısa anime.

    16-ostrov (1973)

    kapitalist eleştiri sunan zamanın ötesinde bir animasyon.

    17-logorama (2009)

    kurumsal logolardan oluşan alternatif bir dünya.

    18-el empleo (2008)

    yabancılaşma üzerine başarılı bir animasyon.

    19-borrowed time (2015)

    çocuklar için yapılmamış çarpıcı bir geçmişle yüzleşme konulu animasyon.

    20-nyuszi és öz

    dostluk üzerine aykırı, farklı bir yapım.

    21-l'homme qui plantait des arbres (1987)

    doğa-insan ve yaşam-ölüm zıtlıklar.

    22-skazka skazok (1979)

    edebiyat ve animasyon birleşimi harika bir yapım. ismini nazım hikmet ran'ın "masallar masalı" şiirinden alır.

    23- more (1998)

    seri üretim, makineleşme ve yabancılaşma.

    24- balance (1989)

    bol ödüllü bir kısa stop-motion

    25- moznosti dialogu (1982)

    svankmajer ustadan tadından yenmeyecek bir stop-motion.

    26-darkness light darkness (1989)

    svankmajer ustadan bir diğer enfes stop-motion.

    27-la vieille dame et les pigeons (1998)

    chomet ustanın geliyorum diyen öncü filmlerinden.

    28-do pivnice (1983)

    svankmajer'in pek bilinmeyen şaheseri.

    29-nekojiru-so (2001)

    yaşam ve ölüm, diğer dünya, japonlar ve pisicikler.

    30-peter & the wolf (2006)

    güzel bir animasyon. farklı bir dil farklı coğrafya ve farklı bir masal.

    31-the maker (2011)

    stop-motion'un güzel örneklerinden.

    32-the backwater gospel (2011)

    korkutucu ve farklı

    33-street of crocodiles (1987)

    strings benzeri opera türünde masklarla bezenmiş karnavalesk bir yapım.

    34-zero (2010)

    varoluş üzerine toplum ve birey zıtlıklarını inceleyen bir kısa animasyon.

    35-the blue umbrella (2013)

    renkler üzerine çarpıcı bir animasyon.

    36-paperman (2012)

    yalnızlığın naif bir dille anlatıldığı masalımsı şehir/iş hayatı.

    37-lifted (2006)

    farklı bir bilim kurgu.

    38-the lost thing (2010)

    naif bir kısa animasyon-film.

    39-vincent (1982)

    burton'un bir diğer usta işlerinden.

    40-french roast (2008)

    fransız yapımı kısa animasyon

    41-yozhik v tumane (1975)

    ruh masalından uyarlama kısa animasyon.

    42-korova (1990)

    petrov'un farklı teknikleriyle yaptığı sovyet yapımı.

    43-ruka (1966)

    sürrealist bir stop-motion

    44-the wrong trousers (1993)

    wallace and gromit efsanesinin güzel bir örneği.

    45-9 (2005)

    uzun metrajlı olanına göre daha güzel bir hikayeye sahip distopik animasyon.

    sizin de katkılarınızı bekliyorum

  • her kelimesiyle ve her sahnesiyle sözlüğe selam ileten, selamlarını ince ince işlemiş yoğurt sosuyla içimizi ferahlatan bir reklam.

    uzmanlık alanlarını dinlerken nefesim kesilen deniz!!!
    oy kullanmak sansürü çözer.
    gel sandık çok güzel.

  • "erkeğin kavgada sevgilisine attığı mesaj, içinden gelenlerdir. ama kızın attğı mesaj, 4-5 kişilik arkadaş grubunun içinden gelendir."

  • ak parti’nin bugün hala iktidar olmasını sağlayan iki olaydan biridir. diğer için (bkz: nurettin sozen).

    1999 yılı türkiye’de üretimin durmaya yaklaştığı ,likidite problemlerin yaşandığı, krizin ayak seslerinin duyulduğu bir yıldı. 2001 yılında çıkan kriz aslında bu yıl çıksa daha uygun olabilirdi. krizin çıkış tarihinin ertelenmesinin en büyük sebebi , türkiye’nin başına gelen en büyük felaketlerden biri olan 17 ağustos depremi dersek abartmış olmayız. bu büyük depremle birlikte ülkeye her yerden yardım yağmış, çeşitli isimlerde vergiler konmuş ve insanlar can derdinde oldukları için bu konan vergilere, bir iki cılız ses dışında kimsenin itirazı olmamıştır. ayrıntılı bilgi için (bkz: http://www.belgenet.com/eko/dvergi_01.html) . bu gelen yardımlar ve konan ek vergiler ile krizin çıkması bir buçuk yıl ertelense de sonuç değişmemiş ve cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizi yaşanmıştır.

    1999 yılı aynı zamanda türkiye de yapısal değişikliklerinde yapılmaya başlandığı yıl olmuştur. aslında bülent ecevit başkanlığındaki hükümetler (56.ve 57. hükümetler) başlarda çok başarılı bir dönem geçirmişlerdi. üç farklı siyasal görüşü temsil eden yani sosyal demokrat (dsp), liberal merkez(anap), milliyetçi sağ(mhp ) bir potada eritilmiş uyumlu bir hükümet görünümündeydi. abdullah öcalan yakalanmış, pkk sınır dışına çekilmiş, deprem yaraları çok hızlı sarılmış, ab türkiye’nin adaylığı ilan olunmuş, yıllardır mücadele edilen enflasyon düşmeye başlamış, türkiye’nin kredi notu arttırılmıştı. devletin üzerinde yıllardır yük olan kitlerin özelleştirilmesine başlanmış, sosyal güvenlik sisteminde reformlar başlamış, işsizlik sigortası yürürlüğe girmişti. bülent ecevit otuz yıllık hayalim dediği köy-kent projesini ordu ili mesudiye ilçesinde başlatmıştı. bakü-tiflis-ceyhan boru hattı imzalanmıştı. liradan altı sıfır atılması konuşulur hale gelmişti. devletin kontrolünü kaybettiği hapishaneler çok tartışılan bir operasyonla olsa da tekrar devlet kontrolüne geçmişti. içişleri bakanı saadettin tantan yolsuzlukların ve karanlık olayların üzerine gitmeye başlamıştı. (bkz: beyaz enerji operasyonu), (bkz: balina operasyonu),(bkz: mavi akım).hatta bu dönemde uğur mumcu cinayeti ile ilgili olarak 9 kişi tutuklanmıştı. ancak bu güzel gidiş birden bozulmuştu. her zaman olduğu gibi türkiye biraz düzelmeye başladığında karanlık güçler devreye girmiş ve hükümetin en başarılı bakanlarından biri olan saadettin tantan görevden alınmış. diyarbakır emniyet müdürü öldürülmüştü. ülkenin bu hızla değişmesine birileri izin vermiyordu.

    ve krizin ayak sesleri …

    1994 yılında bankalar kanunun , anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile 5 yıl boyunca bankalar kanun olmadan yönetilmiştir. yada yönetilememiştir. ayrıntılı bilgi için (bkz: http://www.anayasa.gov.tr/…id=1180&content=bankalar) ve iptal ile ilgili olarak maliye eski bakanı ve bddk eski başkanı zekeriya temizel’in beyanları (bkz: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10313881.asp). bu beş yıllık dönemin sonunda hükümet büyük bir risk alarak. bir çok bankaya el koymuş, ülkenin yıllardı kanını emdiği düşünülen bir çok banka patronuna hapis cezası verilmişti. uzun yıllardır çok kötü yönetilen bir ülkenin bir anda düzelmesi , rayına sokulması hiç de kolay olmuyordu. yapılan bir çok anayasal değişiklik büyük lobiler nedeniyle başarısızlığa uğruyordu. hükümetin bir bakanı bir yolsuzluk dosyasını ortaya çıkarırken , bu dosyanın bir ucu kendi partili millet vekiline hata genel başkanına dokunuyordu. bu dönem de söylenen 90-2000 yılları arasını en güzel anlatan söz “at izi it izine karışmış” denebilir.

    yılların birikimi olan sorunlar 57.hükümetin başına kalmış. hükümet peş peşe bankalara el koyarken piyasada kalan bankalar hükümetin altını oymakla meşguldüler. yıllardır at koşturdukları piyasa artık kontrol altına alınıyor ,servetlerine servet kattıkları o tatlı karları engellenmeye çalışılıyordu. bu durumda piyasanın büyük oyuncuları (isimlerini tekrar zikretmeye gerek yok önceki entrylerde defalarca yazılmış). birleşerek önce demirbank’ı yok ettiler. daha sonra büyük krizde ülkenin parasını çalarak halkının cebindeki parasının yarısını yok ettiler.

    ve kriz ….

    19 şubat günü yapılan mgk toplantısı sonrası türkiye daha önce hiç karşılamadığı bir olaya şahit olmuştu. ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanı toplantıda kavga etmiş. cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını masaya fırlatmış ve başbakan toplantıyı terk ederek bütün televizyonlara canlı yayında olayı anlatmıştı. ülkede derin bir siyasi kriz başlamıştı. hem de ertesi gün yani 20 şubat günü yapılacak borçlanma ihalesinin öncesinde. bütün ekonomi politikaları iflas etmiş. özel bankalar piyasadan dövizleri çekmiş ihalede talep beklenin altına kalmıştı. ertesi gün yani 21 şubat 2001 de piyasalar açıldığı gibi borsa dip yapmış, döviz fiyatları ikiye katlanmış, ülke ekonomik olarak iflas etmiş, bir çok şirket batmış, milyonlarca insan işsiz kalmıştı. hükümet krizi yönetememiş , özel bankalar devlete yardım etmemiş, patronların ve batı devletlerinin hükümetten intikam alma günü gelmişti.

    kriz nedeniyle türkiye artık kapitalist batı devletlerinin kontrolüne girmiş yıllardır türkiye den istedikleri ama türkiye’nin kabul etmediği her şeyi kabul ettirmişlerdir. imf’den gelecek 20 milyar dolar karşılığında türkiye uzun yıllar altından kalkamayacağı taahhütleri vermek zorunda bırakılmıştır. türkiye krizden çıksa da verdikleri taahhütleri yerine getirmek zorunda kaldığı bu anlaşmalardan örnek vermek gerekirse… imf’ye verilen niyet mektubundan (dayatılan dersek daha doğru olur )bir paragraf. “2001 yılının kalan kısmında atılacak adımlar, türk telekom, tüpraş (petrol rafinerisi), türk havayolları (thy), erdemir (çelik), tekel (tütün ve alkollü içecekler), şeker (sugar) ve elektrik enerjisi üretimi (teaş) ve elektrik dağıtımı (tedaş) şirketleri de dahil olmak üzere önemli kamu teşebbüslerinin çoğunluk hisselerinin özelleştirilmesi için gerekli hazırlık işlerinin tamamlanmasına odaklanacak” . bu niyet mektubun ayrıntılarını okumak isteyenler için bkz: http://www.belgenet.com/eko/mektup_030501a.html

    bu kriz sonrasında halk , yaşadıklarına tepki olarak hükümeti oluşturan bütün partileri meclis dışına bırakmış. denenmemişi deneyerek kriz döneminde kurulmuş bir partiyi (akp) hem de tek başına iktidara taşımış, yine muhalefete de kriz döneminde meclis de olmayan chp’yi tekrar meclise göndermiştir.

    yaşanılan her şeyin bir sebebi vardı. yaşadığımız ve yaşayacağımız her şeyinde bir sebebi olduğunu hatırlatmak istedim.

  • pandemi hastanesinde çalışan bir sağlık çalışanıyım ve istifa etmek istiyorum... neden mi?

    1. herkes söylüyor bende tekrar etmek istemiyorum ama 2 hafta oldu hala koruyucu ekipman yok. kendi imkanlarımla 2 kutu cerrahi maske 1 tane n95 maske bone ve siperlik alabildim. tek kullanımlık olması gereken çıkar at önlüğü ve maskeyi üstüme zimmetlediler 2 haftadır mecburen kullanıyorum.

    2. geçen cuma 38.5 ateş ve soğukkanlı şikayetlerim oldu test yaptırmak istedim sağlık çalışanına tarama yapma durumumuz yok dediler. corona mıyım bilmek istiyorum aileme ve hastalarıma karşı sorumluyum dedim, kendini corona virüsü kapmış farzet çift maske tak çalışmaya devam et dediler.

    3. okullar tatil edildi 6 yaşındaki oğlumu bakacak kimsem olmadığı için 17 yaşındaki yeğenime bırakıp çıkıyorum. izin almam bir çözüm sunulmadan yasaklandı.

    soruyorum size bu koşullarda nasıl çalışmalıyız? oluşturdukları çaresizliğin farkındalar ve biz pes etmeye başlamadan onlar önümüzü kapattı. mecbur bırakılıp bu koşullarda çalışsamda süreç biter bitmez diplomamı yırtıp atacağım lanet olsun sisteminize...

    edit: öncelikle özelden destek mesajı atanlara canı gönülden teşekkür ediyorum.

    1. koruyucu ekipmanlar konusunu biraz açmak istiyorum malzemeler çok kısıtlı 2 haftadır sabırla ekipmanların gelmesini bekledik ama hala imza karşılığı günde 1 cerrahi maske veriliyor ve ısrarlarımız sonucu kullan at önlüğü 1 defalığına alabildik. acil servis ve klinikte tanı konulmuş hastalara müdahale edenler dışındakilere koruyucu ekipman verilmiyor ama hastanenin diğer bölümlerinde de hastaya temas ediyoruz etmeyede devam edeceğiz daha dün bile 2 gün boyunca tedavisiyle ilgilendiğim hasta corona pozitif çıktı pandemi kliniğine alındı halbuki hasta böbrek taşı düşürüyor risk taşımıyor gözüyle bakılıyordu. virüs yayılımı bukadar yaygınken kimin taşıyıcı kimin hasta olduğunu tespit etmek mümkün değildir buyüzden hastanede çalışan hastaya temes eden herkese koruyucu ekipman sağlanmalı. işten kaçmak gibi bir niyetim hiç olmadı yasal zorunluluktan ötürü değil işime karşı hissettiğim sorumluluktan dolayı zaten çalışıyorum ama çalışırken kendimi güvende hissetmek istiyorum.

    2. sağlık durumumu soranlara teşekkür ederim şuanda iyiyim, ateşim sadece 1 gün oldu belkide sıradan bir soğukalgınlığıydı yada coronayı böyle geçirdim bilemiyorum ama hastalık konusunda çok baskı var tek akciğer lobu olmayan sürekli öksüren ve ateşi yükselen iş arkadaşıma dahi rapor verilmedi gebe olan çalışma arkadaşımız göreve çağrıldı. tek istediğimiz insanca muamele fazlası değil .

    3. koruyucu ekipmanı hadi kendim birşekilde temin etsem hissettirdikleri değersizlik duygusunu içselleştirmeden aşmanın yolunu bulsamda çocuğumun bakımı konusu beni çaresizleğe iten en önemli etmen maalesef ve benimle aynı durumda olan birçok sağlık çalışanı var. eşimde özel sektörde sağlık çalışanı ve yayınlanan genelge bizi kapsamıyor kapsasa dahi yıllık izin kullan diyor senede 20 gün izin hakkımız var okulların açılıp açılmayacağı belli değil. özel kamu üniversite ayırımı yapılmaksızın ilk okul çağında çocuğu olan her aileden birine talebi doğrultusunda idari izin verilmeli. buna başka nasıl bir çözüm yolu bulurum inanın bilemiyorum.

    destek veren herkese teşekkür ediyorum.

    bu başlıklara da destek vermenizi rica ediyorum.

    (bkz: sağlık çalışanlarına ekipman sağlansın)

    (bkz: sağlık çalışanlarına covid-19 testi yapılsın)

  • fenerbahçe'nin tek yarıda 18'de 17 yaptığı bir ligde 82 puan almasına rağmen tek gol farkla şampiyonluğu kaçırmış takımın teknik diretörüdür.
    bir önceki sene şampiyonla arasında 18 puan olan takımı ertesi sene potaya sokup, son maçın son dakikasına kadar mücadele etmesini sağlayan teknik direktördür.
    ligin en az mağlup olan takımının teknik direktörüdür.
    ligin en az gol yiyen takımının teknik direktörüdür.
    ligin en iyi kalecilerini takıma kazandıran teknik direktördür.
    bundan bir şey olmaz denilen burak yılmaz'ın küllerinden doğmasını sağlayan teknik direktördür.
    dünya kupasında milli takımı üçüncü yapan teknik direktördür.

    ve siz hâla bu adamdan teknik direktör olmaz diyorsanız afedersiniz ama siz bir traktörsünüz.

  • - kac ki$i basvuruyorsunuz?
    - ben ve alti cocugum
    - kocanizin yanina mi?
    - evet, beyim orda i$ci
    - statusu nedir $u anda
    - kebapci
    - hayir, yasal statusu ne - vatandasligi mi var, multeci mi, ne?
    - kacak
    - ne zaman gitti oraya?
    - onalti sene oldu
    - ne zaman gordunuz kendisini en son?
    - gittiginden beri hic gormedim
    - haberlestiniz mi peki hic?
    - hayir
    - orada oldugunu nereden biliyorsunuz o zaman?
    - benim butun kardeslerim de orada, onlar soyledi
    - bu cocuklarin hepsi de 16 yasindan kucuk. babalari kim?
    - ne demek kim - kocam tabii
    - nasil oluyor peki han'fendi; kocanizi gormemissiniz 16 senedir?
    - ee?
    - bu cocuklar nasil oldu?
    - ayip oluyor ama
    - e bi anlatin o zaman da olmasin
    - kocamin cocuklari, ne demek kimin, kocamin elbet
    - 16 yildir gorusmediginiz bir adamdan nasil 6 tane 16 yasin altinda cocugunuz var?
    - orda kocamin avkatindan mektup var
    - alakasi ne bunun simdi?
    - bilmiyorum
    - anladim...

  • "arkadaşlar biz bu iktisadı neden öğreniyoruz? başka iktisatçılar bizi kandırmasın diye!"

    her geçen gün değerleniyor sözün hocam, sen çok yaşa!